Pazar, Eylül 05, 2010

Sonbahara Burgazada'da başlamak

Yok, böyle olmayacak, ben kalkıp bi' gün yerleşeceğim Buragazada'ya, olacağı o. Git-gel zor oluyor!

Bugün emlakçıya ev sordum, yıllık 8.000 TL'ye bir ev kiralamış, kaporayı almış. Elinde uygun bir ev yokmuş bana göre. Aslında 1.000 TL'ye dubleks bir ev var ama o da bana uymaz. Hadi kirasını çözdüm diyelim, eşyası, ısıtması-soğutması, temizlemesi dert olur. Şöyle nohut oda, bakla sofa bir yer edinmeliyim kendime...

Rüzgar serseme çevirse de ne ilham verici bir yer. Suluboya yapmak geldi içimden. Deniz gri-mavi, rüzgarla ara ara açılan bulutların arasından süzülen güneş ışığı, tekneler, martılar, vapurlar... Uzakta sislerin içinde Anadolu Yakası... Sait Faik boşuna yazmasaydım delirecektim dememiş. Burası adamı şair, yazar da yapar, ressam da...

Pazar sabahı Taksi-metrobüs-taksi-dolmuş ve 9.10'da Bostancı Denizotobüsü İskelesi. Sevgili Serap'la buluşma.

Çarşamba, Mart 17, 2010

hiç bu kadar yazasım gelmemişti. uykudan gözlerini açık tutamaz ya bazen insan, ben de yazmadan duramam bu akşam. 29 harfim, binlerce seçeneğim var. sanki bir kurra torbasından çeker gibiyim ama. şansıma ne çıkarsa. zorunluluklar/raslantılar mesela. kelimelerin uçları amma derinlerdeymiş ya da... ve nasıl ince, görünmez bir iple, yok yok sicimle taa mağmadan tek çekişte... hem de kalbimi hop diye çıkarıp önüme koyar gibi. birden bire giysisiz kalmak gibi. çok acayip. kırılma noktası. iyi.

ayrıca kitapları da yiyesim var. bu ne iştah!